Zü'l-Celâl ve'l-İkrâm olan Allah manevî bir hayatın kemâle ermesi için gereken tüm kapıları sonuna kadar açmıştır. Habîb-i Edîb-i Zîşân Efendimiz aleyhis-salât ü ves-selâm cism-i pâki ile bu dünyayı teşrif ettiğinde nübüvvet kapısı ilelebed kapanmış ancak kıyamete kadar açık kalacak olan bâb-ı velayet açılmıştır. Efendimiz'in teşrîfiyle insanlığa manevî kemâl yoluna girme imkânı verilmiş oluyor.
İnsan tabiatı itibariyle kutsal bir varlıktır. Batı alem velayetin tohumunu saklamaktadır. Yaratılış bağlamında insan saf ruhtur. Alıcıları sonsuza kadar ilâhî sıfatlara açık bir velîdir. İlâhî sıfatlar kozmosun mimarî yapısını bir arada tutar. Bir velînin pâk bedeni kâinat için bir ilticâgâh sığınak bir nur ve rahmettir.
Velîleri tefekkür ettiğimizde "saf kalbi" tefekkür etmiş oluruz. Kalbi tefekkür ettiğimizde de velayetin sırrı özü ifşa olur. Velîler gönül sultanlarıdır. Allah daim onların kalplerindedir. Kalb aynalarından ilâhî sırları
yansıtırlar. Kalpten kalbe kalp hakkındadır yegâne rabıtaları. Allah âşıkları bedenlerini terk eder ve karşılığında aşkla dolu bir kalp kazanırlar. Allah dostları kalb sahipleridir o yüzden bâtında dünyanın hâkimleridir. Eğer insan kendi insan tabiatını son raddesine kadar yaşarsa Hazreti İnsan olur.