Bugün Türkiye'de herhangi bir toplu taşıma aracında Arapça ya da Kürtçe konuşanlardan rahatsızlık duyanlar ile İngilizce ya da Fransızca konuşanlara aldırış etmeyenlere sıkça rastlanmaktadır. Suriye'deki iç savaş sonrasında başlayan göç yeni sosyal sorunların yaşanmasına sebep olmuştur. Bununla birlikte toplumda göçmenlerle bir arada yaşama konusunda farklı görüşler ve tavırlar ortaya çıkmıştır. Bu görüş ve tavırlar arasında Türk modernleşmesi kaynaklı self oryantalist bakış açısı da kendisini göstermiştir. Kendi kurgusuna göre Batılıyı makbul ve üstün ancak Doğuluyu aşağı gören bir anlayışın izleri gündelik hayatta ve sosyal medyada takip edilmektedir. Türk modernleşmesinde self oryantalizm iki yönlü sürdürülmüştür. Birinci yönü geri kalmış olduğu düşünülen Anadolu köylüsünün medenileştirilmesidir. İkinci yönü bölgedeki İslam dinine mensup diğer toplumlara karşıdır. Bu ikinci gruba Türkiye içinde yaşayan Türk olmayan diğer etnik ve Müslüman unsurların bir kısmı da dahil edilebilir. Buna bağlı olarak Ortadoğu'da bir ülke olmamıza rağmen Ortadoğu'daki diğer ülkelerle sadece haritalarda çizilen sınırlara değil kültür medeniyet ve kimlik unsurlarıyla da yeni mesafeler oluşturulması planlanmıştır. Dolayısıyla Türk modernleşmesinin radikal self oryantalist tipi için iki öteki vardır: geleneksel değerlerine bağlı Anadolu insanı ile Ortadoğu'daki herhangi bir toplum ya da etnik unsur. Bugün Türkiye'de ırkçı söylemin yükselişinde bu tarihsel ve toplumsal hafızanın oynadığı önemli rol göz ardı edilmemelidir. Türkiye'de self oryantalizm çalışmalarının yeterli sayıda olmadığı tespit edilebilir. Türkiye'nin modernleşme tarihinde bu anlayışın ortaya çıkması ve daha sonra farklı kanallarla varlığını sürdürmesi pek çok alanda takip edilebilir.