Onulmaz yaradır aşk;
Kalbe bir girdi mi çıkmak bilmez dermansız bir dert olur insana. Sevgili gün gelir bir insan olur. Gün gelir can pare bir can olur. Hayali cihan değen bir sevgili gün gelir eş olur evlat olur anne baba olur. Gün olur ev olur yurt olur vatan olur. Kalbi atmaya devam eden bir can hayat kaynağı olan eşini yoldaşını kaybedince kalbi duracak sanır. Az bir acı hafif bir keder midir sevgiliye veda. Ama yine sever yeniden sever. Sevdikçe yaşar. Yaşadıkça sever...
Umuttur hayatın diğer kaynağı;
Umudu yaşatmak; hiç olmayacak zamanda umudu öldürmek yok etmek için yoğun bir çabanın sürdürüldüğü artık yaşamaz denilen zeminde yeniden yeşertmek. Bu inançla savaşan umuda olan inancı kırmak için zulme sarılanlara inat onu yaşatma mücadelesidir aşk. Vatan sevdasının eşin aşiyanın oğulların ve kızların umuduna hayatiyet mücadelesidir umut. Zalimin en büyük düşmanıdır umut. O yok olunca kalabalıklar hiçbir şey ifade etmeyecektir.
Sürgün; vatandan dünyadan gönülden akıldan sürgün...
Aşkın kalbe verdiği yaşama arzusunun beslediği umudun hayatiyetini yok etmek içindir tüm eziyetler. Gönüllerdeki umudu sürmek isterler Şam diyarından. Dimeşk'ın asırlardır beslediği evlatlarını aç koymak isterler. Aşka umuda hasret yaşasınlar isterler. Şam'ı Şerif'in aslanları gönüllerinde aşk umuduyla cihat ederken umuda sürgün yazılıdır zalim mahkemelerin kararında. Gizli odalarda dehlizlerde karar verilmiş umudu başka yerde aramalarına mazlumların. Aşkı da öyle... Hayatı da... Sürgünde Aşk da güzeldir umut da. Bir gün ama bir gün mutlaka umudumuzu yanımıza alıp vatanımızda âşık olmak umudu yeşertmek direnmek için döneceğiz derler. Sürgünde hasret yudumlayanlar aşkla direnirler ve umuda vuslat dilerler...