İslâm ve Demokrasi bu iki mefhum birbirlerinden ayrı olarak ele alındığı zaman mes'ele yoktur. Her birisi devrimizi mühürleyen hâdiseler olarak kendi kader çizgilerinde seyredip dururlar.
Fakat bu incelemede olduğu gibi bu iki mefhum bir ara ele alındı mı ortaya bir mes'ele çıkar.
"Aralarında derûnî - fikrî bir bağ olabilir mi?"