Müslümanlar nazarında Kur'ân'da tahrif olduğuna dair inancı taşıyan bir azınlık olarak tanınmak istemeyen bazı çağdaş Şii müellifler bu tezatlardan kurtulmak için bir arayış içine girmişlerdir. Bu olumlu gelişmelerin arka planındaki muharrik güç Şia'nın gerek dış dünyaya gerekse İslam âlemine karşı asırlardır izlediği politikaların kendilerini İslam âleminde yalnızlaştırmaktan öte bir şey ifade etmediğinin anlaşılmaya başlanmasıdır. Geçmişe nispetle bugün hadiseleri daha objektif bir şekilde değerlendirebilen yeni bir Şii imajının ortaya çıkmış olması sevindiricidir. Doğrusu hiç kimse geçmişin vebalini yüklenmek zorunda da değildir. Bugün Şîa içerisinde olayları değerlendirme konusunda daha hür bir ortamın bulunduğu artık bariz bir şekilde görülebilmektedir. Muasır müellifler diş dünyaya Şiilerin ekseriyetinin Kur'ân'a diğer Müslümanlar gibi inandıklarını açıkça dile getirmekte içeriye de bu aykırılığın Şii toplumuna bir faydasının bulunmadığını ve Şii camiasının bu ikilemden kurtulmasının gerektiğini söylemektedir. Bu yüzden olsa gerek başta Kur'an tarihleri olmak üzere son asırlarda Şii müelliflerce tahrifi tamamen reddeden eserler meydana getirilmektedir. Bu eserlerde tahrif konusunda fahiş iddialara rivayet olarak dahi yer verilmediği dikkatlerden kaçmamaktadır.