Bir yandan küreselleşme hızla değişen değerler iletişimsizlik göçler ekonomik istikrarsızlık gibi toplumsal sorunlara; diğer yandan geleneksel kültür çatışması içinde yetişen bireylerin yaşamdaki yeri mutlu ve başarılı olmaları kendilerini ifade edebilmeleri keşfedebilmeleri gibi kimlik sorunlarına günümüz Türkiye'sindeki eğitim ne denli yanıt verebiliyor?
Eğitim sistemimiz oldukça ezbere dayalıdır. Özellikle oyun çağındaki çocuk bir yığın bilgiden sorumlu tutulmaktadır. Liseye ve üniversiteye başlayacak gençlere uygulanan testlerle bilgiler katı kalıplara dökülmektedir. Bu sistem düşünmeyi önlediği gibi sınav korkusu ve kaygısı yaratmakta oluşan baskılı ortam gençleri tartışmaktan kendileri olmaktan ve yaratıcılıktan uzak tutmaktadır.
Bu kitabı yazmamızdaki amaç; öncelikle DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ dersini işlerken drama oyunları yoluyla çocukların gelişimine katkı sağlamaktır. Eğitimin görevlerinden birisi de maddi-manevi kültürümüzü yetişmekte olan nesillere aktarmaktır. Din ve Ahlak öğretiminin tarihsel felsefi insani bireysel kültürel toplumsal hukuksal ve evrensel temelleri bu eğitimin hem ciddi bir ihtiyaç hem de kişiler için bir hak olduğunu ortaya koymaktadır. Çocuklar için din kültürü ve ahlak bilgisi dersi toplum içinde değerlerini öğrenmesinde önemli bir etkendir. Öğretilecek ibadetler oyunlar eşliğinde öğretilerek çocuğun motivasyonu arttırılır. Dine olan sevgisi artar ve benimser. Dini iletişimde amaç duyguları harekete geçirerek bilgi vermek ve özümsenmelerini sağlamaktır.
DOÇ. DR. VİCDAN NALBUR