Evrensel tarih doktrinin kilometre taşlarından birisi olan Özgürlük Tarihi çalışmasının bu kitabında insan evrimini ve uygarlığın doğuşunu Demokratik Uygarlık perspektifi ışığında irdeleyeceğiz.
Beşeri bilimler ve tarih bilimi açısından en çok aydınlatılması ve doğru tanımlanması gereken konuların başında insan evrimi ve uygarlığın doğuşu konuları gelmektedir. Zira insan hakikati ve geçmişi pozitivist bilim tarafından bilim adına özünden bütünlüğünden saptırılarak bir kadavra misali parçalanmış durumdadır. Onun için insanlık tarihini bir bütünlük içerisinde doğru tarihsel toplum analizinden geçirmek Demokratik Uygarlık tarih bilimi açısından bir zorunluluk haline gelmiştir.
Biyolojik bir varlık olarak insan geliştikçe uygarlık ile ikinci doğasını sistematik bir yapıya kavuşturmuştur. 7 milyon yıllık insanlaşma öyküsü ile uygarlaşma bir taraftan insanı büyük hakikatlerle yüzleştirirken; diğer taraftan insanı doğal toplum karakterinden hakikatinden ve özgürlüğünden uzaklaştırarak onu özüne yabancılaştırmıştır. Toplumsal özgürlük sorunu sosyal bunalım doğa ve kadın düşmanlığı gibi sorunların çıkış noktası da bu yabancılaşmadan kaynaklanmaktadır. Bu aşamadan sonra insanlıktan uzaklaşma ve toplumsal ahlakın çözülmesi öldürücü bir virüs olarak dünyaya yayılarak devlet kanserine yol açmıştır. 5 bin yıldır bu ur insan organizmasını kontrol etmektedir.