Hintli filozof Beydebâ'nın eseri Kelile ve Dimne toprağın yiyemediği bir otoritedir. Öyle ki yazıldığı dönemden itibaren milat olarak kabul edilerek siyasetname kitaplarının başında yer alır. Kendi anlatımıyla ibret almak isteyenlere pek çok ders veren Beydebâ âdemoğluna hikayeleriyle bunu aktarır. Öyleyse sözü Bilge Beydebâ'ya bırakıp ona kulak verelim.
Gördüm ki insan dört niteliğiyle hayvanlardan ayrılmıştır. Bu dört özellik; hikmet iffet akıl ve adalettir. Bunlar dünyada ne varsa hepsini içine alır. Bilgi edep ve yetenek hikmete girer. Kendine hâkim olma sabır ve vakar akla girer. Hayâ yüce gönüllülük ve şahsiyetli olma iffete girer. Doğruluk iyilik nefs murakabesi ve güzel ahlak ise adalete girer. Bütün üstün nitelikler işte bunlardan ibarettir kötülüklerse bunların zıddıdır. Bu vasıfların bütünü bir insanda toplanınca o artık nimet bakımından bir eksiklik yaşasa bile dünyada hüsrana ve ahirette bedbahtlığa atmaz kendini. Talih ona gülmüyor diye üzülmez saltanat ve devletiyle ilgili kaderin cilveleri karşısında mahzun olmaz. İstemediği bir şeyle karşılaşınca afallamaz. Dağıtmakla bitmeyen bir hazinedir hikmet yoksulluğun uğramadığı bir ambardır eskimeyen giysi bitmeyen bir lezzettir. Ben zât-ı âlilerinin huzuruna çıkınca söze önce başlamadım kendimi tuttum. Ama bunun sebebi onun heybeti ve ona duyduğum saygıydı. Kuşkusuz krallar içinde seleflerinden sizin gibi kat kat üstün olanlara daha çok hürmet edilmelidir. Bilginler şöyle der: Dilini tut çünkü selamet sükûttadır. Boş sözden sakın zira sonu pişmanlıktır.
Filozof Beydebâ