"Biraz önce okların çıktığı deliklerden şimdi büyük büyük yılanlar çıkmaya başlamıştı. Yılanlar sürünerek onlara doğru geliyordu.
Hepsinin kocaman ağızları vardı ve ağızlarını açtıklarında sivri dişleri ve çatal dilleri gözüküyordu.
Tıslayarak onlara doğru geliyorlardı. Çocuklar ilk şaşkınlıklarını üzerlerinden attıklarından sonra bağırarak kaçmaya başladılar. Bir yandan çığlık atıyor bir yandan da yılanların gelip gelmediklerine bakıyorlardı.
Selim takılıp düştü. Hülya ve Hakan onun elinden tutup kaldırdılar ve hep birlikte koşmaya devam ettiler. Yılanlar halen peşlerinden geliyordu. Girdikleri bu tünelin de bir türlü sonu gelmemişti."