Uçsuz bucaksız uzay binlerce yıl meraklı gözlerle izlenirken son yüzyıldaki teknolojik gelişmelerle birlikte erişilebilir hale gelmiştir. Uzay Soğuk Savaş döneminde Amerika Birleşik Devletleri ile Sovyet Rusya arasındaki bir güç gösteri alanı iken günümüzde internet haberleşme televizyon navigasyon ve askeri amaçlarla kullanılan ve vazgeçilemez hizmetler sunan bir araç haline gelmiştir. Uzayda nükleer silah denemeleri yapılması endişesiyle Birleşmiş Milletler nezdinde toplanan devletler ise 1963 yılında uzay hukukunun temellerini atan ilk anlaşmaya imza atmışlardır. Devamı yıllarda ise Birleşmiş Milletler herkes için eşit ve güvenli uzay ortamını yaratmak adına uluslararası anlaşmalara öncü olmuşsa da birlikte hareket etme olgusu son yıllarda kendini bireysel çıkarlar için hareket etmeye bırakmıştır. Günümüzde gelinen noktada ise uzayın nasıl paylaşılacağı gibi en temel sorular dahi tartışılmaktadır. Sınırsız maden ve enerji kaynağına ulaşma imkanı tanıyabilecek uzay madenciliği faaliyetleri ise şüphesiz yeni anlaşmazlıklar yaratacaktır. Şimdilik uzay hakkında sınırlı bilgiye sahip olsak da uzayın insanlığına sunabileceği imkanlar tüm yaşantımızı kökten değiştirecektir. Bu çalışma ile birlikte öncelikle uzay hukuku kaynaklarını incelenerek tartışmalı konular ele alınmış ve devamında ticari uzay faaliyetlerinin potansiyel hukuki sorunları farklı görüşler çerçevesinde değerlendirilmiştir.