"Monocondyle kökü onuncu yüzyılda Bizans'a uzanan kişiselleştirilmiş kesintisiz el yazısı biçimlerin Yunanca adı. Aynı zamanda anatomik bakımdan
tek (mono-) eklemli durumu da anlatıyor. El yazısının biricik yazılı mecra olduğu çağlarda monokondiller yazıcısının sayfada şahsileştirmeye hak kazandığı son bir veya birkaç imin imzanın şahsi mührün veya jestin eşdeğeriydi. Çengellerle uzantılarla halkalarla olağanın sınırlarını zorlayan bu hüner imleri bileğin kalemi kâğıttan ayırmadan bir kerede çizmesiyle ortaya çıkar...
Monokondiller söz konusu "yazılı" materyal görsel bir yazı ve asemik (anlamsız) bir yazı. Kısacası fonetikle semantikle bağını koparmış yazarın sevebileceği deyişle uçurtma bir imler toplamı ..."
Levent Şentürk'ün kitap için yazdığı yazıdan.