"Biz topu yuvarlayanlarız.
Ve kendimiz o yuvarlanan topuz.
Ama aynı zamanda o yuvarlanan topla devrilen lobutlarız.
Ağır topların üzerinde gürüldediği saha da kalbimiz."
Geleceğini sanatla ve edebiyatla şekillendirmeyi beklerken kendini acımasız bir savaşın ortasında şiddetli kar fırtınalarıyla sarsılan cephelerde bulan Wolfgang Borchert kısacık ömrüne rağmen Alman edebiyatının tartışmasız en büyük isimlerinden biridir. Ruhunu ve bedenini tüketen açmazların içinde yazdığı eserleri II. Dünya Savaşı sonrasında Almanya'da yeşeren "Enkaz Edebiyatı"nın başyapıtları arasındadır. İlk olarak ölümünden sonra Geçen Salı başlığıyla yayımlanan bu öykü derlemesinde de savaşın yerle bir ettiği dünyayı büyük bir isyan duygusuyla ustalıkla resmeder. Savaştan insan manzaralarını sıradanlaşan acıları ve paramparça hayatları yalın bir dil ve sarsıcı bir üslupla tahlil eder. Saldırgan bir milliyetçiliğin ve farklı olana farklı düşünene karşı körüklenen düşmanlığın yıkımını ortaya koyan bu öyküler zamansız ve evrensel insanlık meselelerini kayda geçiriyor.