Sırtını bir kayaya dayayıp ilk öyküsünü yazmaya başlamış. Yazdığı sıra aklına vazifesini özetleyen bir şarkı sözü düşmüş ve kendini düşünmekten alıkoyamamış: Bir derdi varmış artık içinde tutamazmış. Derdi onu yazarak konuşmaya itiyormuş. Derdi onun zihnini ve bileklerini esir alıyormuş. Derdi harflerine kelimelerine ve vurgularına bir kanser gibi sızıyormuş. Derdi onu insan etmeye çalışıyormuş. Derdi epey kuvvetli konuşuyor epey sinsi davranıyormuş. Bir fikre dönüşüyor oradan anlama evriliyor ve sonunda cümlelerin birleşimiyle kendini bir öykü olarak ortaya koyuyormuş. Derdi kaleminin değişimiyle birlikte ona tamamıyla hâkim oluyormuş.