Anadolu köylülerinin çektikleri bütün dertler yüzlerine sanki eski yazıyla kazılmıştı. Bu yüzlerde her ne sebeple olursa olsun sürekli bir kahkaha şöyle dursun sessiz bir gülümseme bile pek az görülürdü. Bazen unutkanlık ve gafletten istifade eden çekingen bir gülümseme bu simalar üzerinde şeffaf bir buhar tabakası gibi gelir geçer arkasından buruşuklukları ince tüllerle örtülmüş bir aynanın kırık çizgileri gibi fark olunurdu. Yurtseverlik hislerinin insanları ne kadar büyük fedakârlıklara katlandırdığını anlamak için her yerden önce köylere gitmeli köylülerin çoluk çocuğu genci ihtiyarı kadını erkeği ile nasıl didiştiklerini sefalete açlığa zulme nasıl göğüs gerdiklerini görmelidir.