Aslında insanlığın tarihi insanı işgal etme anlayışlarıyla insanın özgür olması ve özgür kalmasını sağlamaya çalışanların mücadelesidir.
İnsanın doğası insanın yazgısı insanın hikâyesi hâlâ yazılmaya ve anlatılmaya devam edilmektedir. Ancak çağların özellikleriyle getirdiği sosyal siyasal kültürel teknolojik ve psikolojik sorunlarının yanında; 'insanı insan için kazanma' yerine 'insanı kendileri için kazanma' felsefelerinin baskısıyla 'insanın işgali' gündemde daha fazla yer etmeye başlamıştır. Özellikle yirminci yüzyılın ortalarından sonra dikkatlerden kaçmaz olmuş şu veya bu şekillerde 'insanın işgali' sözü tekrar edilmiştir.
Nasıl ki bireyin oturduğu yaşadığı kendine ait fiziki mekâna başkaları tarafından el konulması işgal ise; düşünceleri yaşama biçimi duyguları algıları nasıl yaşayacağını nasıl alışveriş yapacağını kendisine nelerin yakışıp nelerin yakışmadığını hatta neleri satın alıp almaması gerektiğini dayatmak da bir işgaldir.
Bu çalışma 'içindekiler' başlığı altında işaret edilen konuları insanın daha çok psikolojik ve zihinsel işgalini ele almaktadır.