Muhafazakârlığın başlangıç noktası tüm olgun insanların rahatlıkla paylaşabileceği bir duygudur: İyi şeyleri yok etmenin kolay yapmanın ise kolay olmadığı duygusu. Bu durum özellikle; barış özgürlük hukuk medenilik yurtseverlik mülkiyetin ve aile hayatının güvence altına alınması gibi kolektif varlıklar olarak ve yalnızca başkalarıyla iş birliği yaparak elde edebileceğimiz iyi şeyler için geçerlidir. Yirminci yüzyılın bize öğrettiklerinden biri de yıkım işinin hızlı kolay ve canlandırıcı yaratma işinin ise yavaş meşakkatli ve sıkıcı olduğudur. Bu durum aynı zamanda muhafazakârların söz konusu kamuoyu olduğunda neden bu kadar dezavantajlı konumda olduklarının da sebeplerinden biridir. Muhafazakârların konumu doğrudur ancak sıkıcıdır; rakiplerinin konumu ise heyecan verici ama yanlıştır.
Bu kitap muhafazakârlığı sıkıcı bir geçmiş klişesi ve kendi güvenli dünyasına hapsolma tehlikesi olmaktan çıkararak ona hak ettiği gerçek ve heyecan verici değeri iade etmesi bakımından son derece önemlidir. Onun gerçekte ne olduğu neler içerdiği geçmiş ve gelecek tasavvuru temel karşı çıkış noktaları ve belki de en önemlisi siyasete nasıl yansıdığıyla ilgili güçlü ve derinlemesine bir okuma için olmazsa olmaz bir kaynaktır. Her şeyin içinin boşaldığı bir zamanda bir süreliğine durup ne varsa yeniden sorgulamak ve kaybettiklerimizin neler olduğunu anlamak için de doğru zamanda doğru bir metindir. Aynı anda hem entelektüel değişimden yana ve eleştirel hem de muhafazakâr olunabileceğini göstermesi bakımından da hayli yol göstericidir!