Hz. Adem'in kandırılmasıyla başlar sömürülme.
İkna ayartma kandırma tehdit korku ve şiddetin bir sonucu olarak ortaya çıkan sömürülme bu ifrat ve tefrit arasındaki geniş bir yelpazede yaşam bulur.
Bu şekliyle esasında herkes sömürülme ile yüz yüzedir. Lakin çoğumuz bunun farkında olmadan yaşarız. İkna olmuş olmakla şiddete maruz kalma arasındaki çizgide bulunduğunuz yer sizin duygusal tatmininizden başka bir şey değildir. Sonuçların değişmediği böylesi bir ortamda farkındalık hususunun ne kadar ehemmiyet arz ettiği ise kimseyi ilgilendirmiyor.
Hayatın kendine sunduklarını kabul etme veya tercih etme fırsatı bir insanın sömürülmüş olmasına mani midir? Yoksa sömürülme sadece korku ve şiddete mi dayandırılmalıdır?
Bedenlerin sömürülmesinin bir telafisi olabilir lakin zihinlerin sömürülmesinin ne yazık ki bir telafisi yok.
Şiddete maruz kalan siyah insan sömürüldüğünün farkında ya diğerleri... Bırakınız bu farkındalığı muhtemelen çoğumuz sömürülürken sömürdüğümüzü düşünmek gibi aptalca bir yanılgı içinde yaşıyoruz.
Şimdi kimin zavallı olduğunu düşünelim sömürüldüğünün farkında olan siyah adam mı yoksa bu farkındalıktan uzak beyaz insan mı?