Varoluşçuluk bunalım dönemlerinde ortaya çıkan bir felsefedir. Özellikle modernizmin etkisiyle yabancılaşma yaşayan modern insana çözüm yolları bulmasında kendi kapasitesini kullanarak çözüme kavuşturmasını hedefler. Felsefe tarihinde özlere ve kavramlara gömülen insanı kendine çağıran bir çağrıdır. Paul Tillich de bu akımın önemli temsilcilerinden biridir.
Özellikle merkezi bir konumda olan Tanrı problemine odaklanması ve Tanrı'yla yitirilen ontolojik bağlantının yeniden tesis edilmesi önemlidir. Bunun için öncelikle insanın incelenmesi gerekmektedir. Paul Tillich bu bağlantının nasıl kurulacağının yollarını insan merkezli bir yaklaşımla tesis etmeye çalışır.
Yüksek lisans tezimizden oluşan bu kitap giriş ve iki bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde araştırmadaki amacımız kullandığımız yöntemler ve konuları ele aldık. Tezimizin birinci bölümünde insani durum içindeki Paul Tillich'in hayatını anlattık önemli gördüğümüz kavramları işledik. Daha sonra varoluşçuluğun ne olduğunu ve olmadığını anlatmaya çalıştık. İkinci bölümde ise karışık olan Tanrı görüşünü betimlemeye çalıştık ve dinin diğer alanlarla olan ilişkisinin nasıl olduğunu irdeledik.