Ertesi gün ayrılacak buradan. Kız öğrenci yurduna alındığına dair belge elinde. Veda edercesine bakıyor mahalleye sadece oraya değil dört yüz kilometre uzaklıktaki amca evine ve çocukluğuna da veda ediyor. Bundan böyle belki sadece misafir olarak gelecek buraya. Ülkenin İngilizce eğitim veren en iyi üniversitelerinden birini sanki zekâsı ve çalışkanlığıyla kazanmamış da başkalarınca kendisine bahşedilmiş bir şeyi sesini çıkarırsa hemen yitireceği duygusunu da yaşamayacak artık. Salona serilen yer yatağına herkesten sonra girmeyecek sabahları herkesten önce ayağa kalkmayacak sessizce evin işlerine yardım etmeyecek sessizce çıkmayacak evden ve aynı sessizlikle geri dönmeyecek bundan böyle bu eve.
Fatma yıllar sonra ülkesine geri döner. Döndüğü yer çocukluğunun uzak kenti İstanbul'dur. Kayıp parçalarını burada bulabilecek mi? Yarım kalan aşkları tamamlaması çocukluğun soğuk ülkesinde elini bırakıp giden annesine sığınması mümkün müdür? Fatma yeni bir yaşama doğru yol alırken başka kentlerin parçalarını başka denizlerin sularıyla birleştirecek. Belki de ağıtın sonu hiç gelmeyecek.