Kaç bilinmeyenli denklem olursa olsun hayat sonucunu bulmak için çabalarız. Bazen gündüzleri gecelere örter. Bazen de saatleri dakikalarla seviştiririz. Ama sonucu bilinmeyen günleri aylara öldürten yıllara karşı yine de korkmayız o denklemden. Bilinmeyenlere adım atmak korkusuzca insanın nefesinin kuruyup bedeni çölleşene kadar devam eder. Varışı olmayan bir koşunun sporcularından başka bir şey değiliz. Neden hep bir yarış içerisindeyiz? Zaten hepimiz bu denklemi çözmek için var olmadık mı? Gökkuşağının sonunda hazinenin varlığına inanmak kadar saçma değil mi bilinmeyenleri bilmiş gibi yapmak?