Sabah başlayan yağmur hiç durmadan yağmaya devam ediyordu. Kuvvetli bir rüzgâr doğudaki dağların doruklarından adeta yağmuru önüne katmış köyün üstüne boşaltmıştı. Dağları kayaları ağaçları durmadan kamçılayan yağmur bir türlü aman vermemişti. Havayı nemli toprak kokusu doldurmuş köy içindeki kavak ağaçlarının yaprakları parlamıştı. Sessizlik bu amansız yağmurun altında köy meydanında toplanmış insanların üzerine ağır bir yük gibi çökmüştü.
Bu sonbahar yağmurunun altında başlangıçta dağınık duran köy halkı bir süre sonra korku ve soğuktan olsa gerek iç içe birbirine sokulmuştu. Yediden yetmişe bütün insanlar tek vücut birbirine sarılmış gibiydi. Öylesine bir yağmurdu ki insanları nefessiz bırakmış iliklerine kadar ıslatmıştı.