Yanına kalem kâğıt alarak şehir şehir gezen ve kendine "yüce karalamacı" diyen Amerikalı yazar Sherwood Anderson gördüğü her yüzü anlatabilecek bir adam olması yönüyle bir hikâye anlatıcısı kelimeleri kullanma şekliyle bir öykücüydü. Bu seçkideki öyküler ise Anderson'ın vurguladığı temaların ve kullandığı üslubun en iyi temsilleri olması iddiasıyla bir araya getirildi.
Okuyacağınız öyküler Anderson'ın yarattığı grotesk insanları ve bu insanların yaşadığı sıradan Amerikan kasabalarını resmediyor. Onun öykülerinde karakterlerin kurtuluşu değil kırılması gösterilir; bunu da şiddet anları ölümler sinir krizleri takip eder. Mutluluk ancak yanlış anlaşılmalara tesadüflere ve hayallere bağlıdır. Onun kurgusal evreninde fiziksel deformasyonlara çirkinliklere ucubelere rastlamak mümkündür. Delilikler türlü çarpıklıklar vahşi sahneler hikâyenin görsel açıdan groteskliğini tamamlar. Okur zihninde canlanan vahşet yüzünden yazarı suçlayamaz. Onun pek bir suçu yoktur. Asıl cani olan içinde unuttuğu kıyıda köşede kalmış vahşeti kendiliğinden dirilten okurun kendisidir. Anderson'ın hikâye anlatıcılığı ise sadece ormana giden yolları gösterir.