Yapay Zeka (AI) makinelerin veya yazılımların insan zekasını taklit edebilme veya öğrenme yeteneğine sahip olmasıdır. Yapay zeka kavramı genelde bilgisayarların veya makinelerin insan gibi düşünme öğrenme problem çözme algılama dil anlama veya planlama yeteneklerine işaret eder.
Yapay Zeka terimi ilk olarak 1956'da Dartmouth Konferansı'nda ortaya çıktı. Konferansta bir grup bilim insanı ve matematikçi makinelerin öğrenme dil kullanma problem çözme soyut düşünme ve hatta insan gibi oyun oynama yeteneklerine sahip olabileceğini öne sürdü. Bu fikirler yapay zekanın temelini attı ve bu alanda yapılan birçok önemli çalışmayı başlattı.
Yapay zekanın ilk dönemlerinde araştırmacılar öncelikle makinelerin problem çözme yeteneğini artırmaya yönelik yöntemler üzerinde yoğunlaştı. Bu dönemde yapılan bazı önemli çalışmalar arasında genetik algoritmalar ve ilk nöral ağlar yer alır.
1980'lerde makine öğrenmesi ve derin öğrenme gibi kavramlar daha önemli hale geldi. Makine öğrenmesi makinelerin belirli bir görevi daha iyi yapabilmek için deneyimlerinden öğrenme yeteneği üzerine odaklanırken derin öğrenme makinelerin karmaşık desenleri tanıma ve öğrenme yeteneğini geliştirmeyi hedefler.
1990'ların sonları ve 2000'lerin başlarında yapay zekanın uygulama alanları genişledi. İnternetin yaygınlaşması ve büyük veri teknolojilerinin gelişmesi makinelerin büyük veri setlerinden öğrenme yeteneğini artırdı.
Günümüzde yapay zeka birçok alanda kullanılmaktadır örneğin otomatik sürüş teknolojileri tıbbi teşhis sistemleri kişiselleştirilmiş öneri sistemleri dil çeviri hizmetleri ve daha birçok yerde...
Yapay zeka hızla gelişmeye devam etmektedir ve her geçen gün yeni ve heyecan verici uygulamaları bulunmaktadır. Bununla birlikte bu teknolojinin potansiyel etkileri ve etik konuları hakkında önemli tartışmalar da vardır. Yapay zekanın yanlış ellerde kötüye kullanılma potansiyeli kişisel veri güvenliği ve iş güvencesi gibi konular bu teknolojinin daha geniş uygulaması ve kabulü üzerinde önemli bir etkiye sahiptir.