Fütüvvet kavramı Kur'ân-ı Kerîm'de Hz. İbrâhim ve Ashâb-ı Kehf'i niteleyen "yiğit delikanlı" (Ar. فتى) kelimesinden türetilmiş ve "cömertlik cesaret gençlik yiğitlik mertlik fedâ" anlamlarını ihtiva eden bir kavramdır. İslâm dünyasında hem ferdin iç dünyasını hem de toplumsal ilişkilerini belirleyen Kur'an temelli erdemleri öne çıkaran tasavvufî bir kavram olarak kullanılmaya başlanmıştır. Müslüman toplumlarda fütüvvet kurumu sosyal bir kavram ve tasavvufî bir anlayış olmasının yanı sıra Ahîlik teşkilatında görüldüğü gibi resmî bir toplumsal ve ekonomik teşkilatlanma biçimi olarak da öne çıkmıştır. Onun temelinde ise "Din güzel ahlâktır." ilkesinin gençler ve meslek erbabı başta olmak üzere toplumun bütün katmanlarına kök salması gayesi vardır. Bu bakımdan fütüvvet anlayışı gençlere topluma ve özellikle de meslek erbabına sünnet temelli toplum yararını önceleyen ve fedakârlığa dayalı bir ahlâk anlayışını sunar.
Horasan bölgesinin büyük sûfîlerinden Harakānî (ö. 1033) zühd fütüvvetnâmelerinin temel metinlerinden olan bu risâlesinde "pîre bağlanmak" "tövbe vermek" "makas yürütmek" külâh giymek" "hırka giymek" "kuşak bağlamak" "kandil zembil alem dolaştırmak" "süpürge keşkül tekbir getirmek" gibi fütüvvet yolunun her bir sembolik adımını açıklamakta ve "fakr"ın yani dünyevî arzulardan soyutlanarak fütüvvet yoluna bağlanmanın kırk dört makamını Kur'an âyetleri üzerinden izah etmektedir.