Fütüvvet kavramı Kur'ân-ı Kerîm'de Hz. İbrâhim ve Ashâb-ı Kehf'i niteleyen "yiğit delikanlı" (Ar. فتى) kelimesinden türetilmiş ve "cömertlik cesaret gençlik yiğitlik mertlik fedâ" anlamlarını ihtiva eden bir kavramdır. İslâm dünyasında hem ferdin iç dünyasını hem de toplumsal ilişkilerini belirleyen Kur'an temelli erdemleri öne çıkaran tasavvufî bir kavram olarak kullanılmaya başlanmıştır. Müslüman toplumlarda fütüvvet kurumu sosyal bir kavram ve tasavvufî bir anlayış olmasının yanı sıra Ahîlik teşkilatında görüldüğü gibi resmî bir toplumsal ve ekonomik teşkilatlanma biçimi olarak da öne çıkmıştır. Onun temelinde ise "Din güzel ahlâktır." ilkesinin gençler ve meslek erbabı başta olmak üzere toplumun bütün katmanlarına kök salması gayesi vardır. Bu bakımdan fütüvvet anlayışı gençlere topluma ve özellikle de meslek erbabına sünnet temelli toplum yararını önceleyen ve fedakârlığa dayalı bir ahlâk anlayışını sunar.
1524 senesinde kaleme alındığı tahmin edilen bu risâle Bursa kadılığı vazifesinde bulunmuş bir âlim ve mutasavvıf olan Razavî tarafından Türkçe olarak telif edilmiştir. Türkçe fütüvvetnâmeler arasında önemli bir yeri olan bu risâle fütüvvet geleneğinin Anadolu kanadını yansıtması bakımından önem taşımaktadır. Risâlede Hz. Âdem'den başlayarak tövbe ve dünya arzularından arınma yoluyla fütüvvet geleneğinin nübüvvet hikmeti ile birlikteliği Kur'an âyetleriyle ortaya konulmaktadır. Bununla birlikte "kuşak kuşanma" "tuğ alem ve çerağ verme" gibi fütüvvet ritüellerinin sembolik anlamları ile fütüvvet ehline özgü dua ve zikirler kaydedilir.