Topraktan yaratılmıştır. Her ikisi de yeryüzünü birlikte imar etsinler diye var edilmiştir. İkisi birlikte şeytana kanmış ikisi birlikte pişman olup tövbe etmiştir. Kadın ve erkek; iman ibadet ve ahlakta birbirinin velisidir. İnsanlık değeri ve onuru açısından birbirine eşit ve kardeştir. Peygamber Efendimizin (s.a.s.) ifadesiyle "bir bütünün iki eşit yarısıdır." Ne yazık ki tarih içerisinde Müslümanlar Kur'an-ı Kerim'in çizdiği çerçeveyi yakalayamamış eski dönem adetlerini Kur'an öncesi kadın telakkilerini İslam görüntüsü altında sürdüregelmişlerdir. Eski dönem adetlerinin Müslüman toplumlara etkisi geleneklerin dine baskın çıkması dinin yanlış anlaşılmasına ve yorumlanmasına sebebiyet vermiştir. Bu yanlış anlayışların bir yansımasını da cami-kadın-aile konularında görmek mümkündür. Hâlbuki kadını mabede kabul buyuran ve mihrapta eğiten Rabbimizdir. Peygamberimiz "Allah'ın kadın kullarını Allah'ın mescitlerinden alıkoymayın" buyurmuştur. Kadınları cami ve cemaatten uzaklaştırmak onları ilim ve irfan meclisinden toplumsal hayattan uzaklaştırmak demektir. Bu doğrultuda eser Kur'an'ın ahlakıyla ahlaklanan Peygamber Efendimizin kadınlara vermiş olduğu değeri gözler önüne seriyor. İslam geleneğinde camilerin kadınların eğitimindeki rolünden bahsediyor. Cami ve kadın arasındaki ilişkiyi rivayetlerle destekliyor camilerin fonksiyonel çeşitliliğinden bahsederek güzel bir deneme yazısı ile sona eriyor. Yeri geldiğinde bilgilendirici yeri geldiğinde şiirsel bir dil kullanan eser; İslam geleneğinde kadının yerini ve değerini görmek cami-kadın-aile arasındaki ilişkiyi daha net bir şekilde anlamak isteyen okuyucular için faydalı bir kaynak niteliğinde.