Eski filmler eski şarkılar eski ramazanlar altın yıllar o masum zamanlar kayıplara karışmış masal dünyaları... Şimdiki zamanın gadrine uğramamış ama yaşanırken kıymeti bilinmemiş mazi Türkiye'de daimi bir arzunun ve özlemin nesnesi oldu.
Nostalji aynı anda hem kapsayıcı hem de kültürel-sınıfsal bir cemaati çağırdığından dışlayıcı bir "biz"e de dairdir. "Bugün" kimliğini yitirmiş özünden kopmuş değerleri tanınmaz haldeyken "Geçmiş" adeta bir çocukluk saflığında Türk'ün henüz başına geleceklerden habersiz tecrübe ettiği kayıp bir cennettir.
Nostalji Cumhuriyeti geçmişi romantize eden kronik bir tavrın çözümlemesini sunuyor. Şimdiyi geçmişten radikal bir kopuş olarak kuran anlatıların nasıl işlediğini zamanı nasıl eğip büktüğünü ele alıyor. Mekanlar ve insanlar etrafında siyasetten popüler kültüre Türkiye'de nostalji ve melankolinin yarattığı zamansallıkları ve zaman siyasetlerini haritalıyor. Bilgi bilme biçimleri mekan-insan ilişkileri sosyal ilişkiler dönüşürken geçmişle bağımız da dönüşüyor. Kitabın farklı bölümlerinde İstanbul bostanlarına Anadolu liselerine İstanbul semtlerine ansiklopedilere yiten taşraya futbola ve hatta mahalle kabadayılarına duyulan nostaljilerin izi sürülüyor.
Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılında girişilen biz inşalarının meydana getirdiği 'Türk'lük tarihlerinin bir çetelesini sunan bu kitap mazi cennetinin hayaline dalmaktan 'şimdi'yi ıskalayan bir kamusal kültüre itiraz ediyor.
Yaşadığımız anın biteviye kıymetsizleşmesine bir son vermek ancak bu zaman rejiminin bir eleştirisiyle mümkün. Nostalji Cumhuriyeti ölmüş kuşakların yaşadığı vehmedilen geçmişlerin yaşayanların zihinleri üzerine kabus gibi çökmesine mani olmaya teşebbüs ediyor.
"Bütün bu anlar yağmurdaki gözyaşları gibi zamanda kaybolacak."
Blade Runner 1982