Aslı Akarsakarya 'İçeride Kalanlar'da bir gece metrelerce yağan karın dışarıyla bağlantıyı kestiği bir apartmanda mahsur kalan insanların hayatlarına odaklanıyor. Yaşam ve ölüm karşısında her biri farklı şekillerde sınanan karakterlerin dışarıyla temasları koptuğunda içeriyle temasları başlıyor. Evler hem sığınak olup hem birer hapishaneye dönüşürken apartman sakinleri birbirlerine yaklaşıyor; maskeler düşüyor zaaflar görünüyor sırlar ortaya dökülüyor.
"Her şey tersiyle kol kola girmiş ve ben olan bitenin hiçbir parçasını anlamıyorum. Nereye uzansam elimde kalıyor. Kendi içimdeki kuyuya yuvarlanıyorum kâh baş aşağı kâh sırtüstü. Çocuk da benim anne de. Ölen de öldüren de. Göğsümü ezerek geçen küçük ayaklar hayatımı ikiye yaran... Yaşasaydı ismi ne olurdu diye düşündüğüm anda artık biliyorum bu geceden sonra hiçbir şey aynı kalmayacak. Peki ya ben yaşarsam ismim ne olacak?"
"İnsan ceketinin astarına girmiş bir yavru sincabı fark etmeden yaşayabilir mi?"