Kadim tarih yazarları insanlığın kadim tarihini Âdem aleyhisselâm'dan itibaren peygamberleri görmezden gelerek ateist bir bakış açısıyla ele almışlardır. Eski Mısır tarihini araştıranlar Yûsuf aleyhisselâm ve Mûsâ aleyhisselâm'ın rehberlik ve mücadelesinden bahsetmeksizin "Peygamberlerin davetinin izine rastlanmayan salt cahilî ve pagan bir tarih" olarak sunmuşlardır. Arap yarımadası tarihini anlatanlar Hûd aleyhisselâm Sâlih aleyhisselâm Şuayb aleyhisselâm ve İsmâîl aleyhisselâm'ın mesajlarına ve mücadelesine değinmemişler Sebe devletiyle Süleymân aleyhisselâm'ın devleti arasında ana ekseni İslâm'a davet olan ilişkiyi ve İslâmî niteliğini yok etmeye çalışmışlardır. Eski Irak tarihini yazanlar Nûh aleyhisselâm İbrâhîm aleyhisselâm ve Yûnus aleyhisselâm'ın davetini Irak'ın tarihinden çıkarmışlar o topraklarda bu peygamberlerin İslâm'a davet ettiğini destekleyen deliller ne zaman ortaya çıksa okuyucu keşfetmesin diye onları gizleme yoluna gitmişlerdir. Aynı şekilde Şam yurdu tarihi de bayrağını Lût aleyhisselâm Süleymân aleyhisselâm ve Îsâ aleyhisselâm gibi peygamberlerin taşıdığı semavi mesajlardan uzak olarak anlatılmıştır. Hz. Muhammed'in siyerini incelediklerinde de onu eski devirlerde yaşamış kişilerin gayretlerinden faydalanan Yahudilik Hıristiyanlık ve cahiliyeden yeni karma bir dini; İslâm'ı oluşturan bir reformcu olarak göstermişlerdir.
İslam'a göre tüm insanların soyu ilk peygamber Âdem aleyhisselâm'a dayanır. Ondan sonra Allah'ın gönderdiği peygamberler toplumlara rehberlik yapmış ve tarihin akışını değiştirmişlerdir. Kadim tarih yazarlarının tarihin dışına attığı bu peygamberlerin söz konusu mücadeleleri bu kitapta kadim tarih ve coğrafya kapsamında Nil havzası ve Mezopotamya tarihi içinde anlatılmıştır.