Dini törpü gibi kullanıp sinir uçlarımızı körelttiler. Töreleri sopa gibi kullanıp itiraz hakkımızı yediler. Eğitimle ilişkimizi kesip çağdaşlıktan kopardılar. Bu vesileyle ağalar ağa kaldı marabalar maraba. Patronlar patron kaldı işçiler işçi. Verdikleri ölmeyesilik yaşantımız gülmeyesilik.
Bekareti bozulmadık hiçbir düşümüzü bırakmadılar. Dişimizle tırnağımızla büyüttüğümüz körkütük sevdalarımızın ırzına geçtiler. Koklamayı bilmeyenler dallarını kırdılar tüm çiçeklerin. Vahşi hırslarının kurbanı ettiler masumiyetimizi. Vatan bildiğimiz yüreklerden sürgün yedik. Çaldılar mutluluklarımızı yüzümüzdeki gamzelere gömdük umutlarımızı. Emeğimizi talan edip acıları azık verdiler üstüne ağu sürüp. O gün bu gündür can çekişiyoruz ölmekten beteriz. Gökyüzüyle mavileşecektik özgürlüğe uçacak kanatlarımızı kırdılar gökkuşağına salıncak kurduk ipimizi renklerinden vurdular. İnsan oluşumuza bakmak yerine bir cenah soyumuza bir güruh cinsiyetimize baktılar. Yurttaş oluşumuza bakmak yerine milliyetimize baktılar. Halbuki biz çok sevmiştik sizi. Allah'ın yarattığı her insan Allah'ın yarattığı her nimete her rahmete ortaktır. Namusun sorumlusunu kadın bilenler her namussuzluğu kendilerine mübah gördüler. Binlerce ananın ömür verdiklerinin ömürlerini bitirdiler.
Bu toprakların evladının mayası hastı ve helal süt emmişti. Ta ki mayası bozuk sütü haram veled-i zinalar içimize girene kadar. Değil insana hiçbir canlıya zulüm yakışmaz. Bozmayın doğanın dengesini varoluşun simgesini.
Her şeyin şartı insan olmaktır. İnsanlığınızı yok ederseniz insanlığı da yok edersiniz.
Ne kutsal değerlerimiz ne de milli değerlerimiz (din gibi kitap gibi vatan gibi bayrak gibi) kimsenin tekelinde değildir. Hepimiz Aden'de yaratılanlardan geliyoruz onları yaratanın var ettiği yere. Kendi koyduğunuz kuralları "OL" diyene maletmeyin. Bırakın herkes kendi imtihanına girsin.
Birol Yıldız Hatipoğlu