Sanatın tek bir mekânı yoktur sanat pekâlâ her yerde yapılır. Sokak ise bu mevzunun tam da göbeğindedir... İstanbul'un sokakları yüzyıllardır nefes alıp veriyor. Bütün kenti kaplayan o devasa nefes içinde kentten geçmiş sayısız karakterin sesini duygusunu taşıyor. Geçmişinde derinlere inildikçe görürüz ki; sayıları çeşitleri renkleri yer yer tuhaf performansları çoğalarak artan bir "sokak insanları" geçididir İstanbul. Eski İstanbul sokaklarında laternalar var. Sadece çalgıcılar mı değil tabii ki. Mahalle aralarında alametifarikaları hâline gelen kostümleriyle dolaşan çalgıcılar seyyar göstericiler kukla oynatıcıları ayıcılar şarkıcılar; meydanlarda fabrika önlerinde grev alanlarında seslerini oyunla yükselten tiyatrocular da var.
Sokak Sanatlarında İstanbul kitabı bu kentin sokaklarının müzikli resimli hareketli öyküsünü anımsama ihtiyacıyla ortaya çıktı. Üretilen ve şehirdeki hayatı tamamlayan sanat işlerinin peşine düşmek üzere tasarlandı. Hem bugünü hem de dünden kalan izleri görünür kılmayı amaçladı. Eser İstanbul'u ses renk ve hareket odaklı inceliyor. Okura görsel bir şölen ve kulağa hoş gelen farklı tınılar sunuyor. Sokak her zaman insanları birleştirir en çok da sanatla. İstanbul'un pek de anlatılmayan sokak sanatlarına dokunmaya var mısınız...