Her istasyonda aynı ses:
Ağam dedi ben Gazi'nin sayesinde okumayı yazmayı öğrendim bizim köyde 35 kadın okumaya başladık 20 tanemiz millet mektebinden çıktık. Emme okuyacak bir şey bulamıyoruz. Bize Mızraklı İlmihal gönderiyorlar Aşık Garip gönderiyorlar. Ben onları ezbere bilirim. Okumaya okumaya öğrendiklerimi de unutacağım diye korkuyorum. Bize biraz kitap verin.
Sordum:
Ne istersin?
Benim kocam var. Biraz da içer. Onu sarhoşluktan kurtarmak için bir kitap verin okuyum okuyum da ona öğüt vereyim...
Bu dünyayı yerinden oynatan manivelâ esrarengiz bir şey değildir. Sadece yeni harflerdir. Bu yeni dünya Gazi Türkiye'sidir. Köyde kadın size kanundan bahsediyor ve köy kadınlarını erkeklere karşı kurmayı iş ediniyor.
Yıl 1934 ve köyde mektep ailenin üstünde. Fakat şehre kasabaya geldiniz mi bu değişiyor. Mektep ailenin ananesine bağlanıp kalıyor. Türk maarifinin ve Türk cumhuriyet rejiminin en verimli yeri köy mektebi ve en verimli adamı köy öğretmenidir.
Şehirler köy mektebi kadar bölgesinin üstüne çıkamıyor. Neden mi?