Tarihin akış sürecinde beşeri ve coğrafi birçok neden insan yaşamını çeşitli yönleriyle değiştirip farklılaştırmaktadır. Süreçte bu değişimlerin en önemlilerinden biri de insanın kendine ihtiyaçlarını giderebileceği bir yer edinmesi olmaktadır. Kent yerleşim alanları birlikte yaşamanın mekânsal tezahürlerinden biri olarak vücut bulmuştur. Kent yaşamı kır yaşamından birçok yönüyle ayrışmakta. Bu mekândaki toplumsal yaşam ihtiyaçların giderilmesi için kendine özgü oluşturulmuş yapıları kurumları oluşumları ve insan ilişkilerini içermekte. Kent ortamında nüfusun büyük ve heterojen bir yapıda olması sosyo-ekonomik kaynakların çokluğu ve çeşitliliği tüketim kalıplarının ve yaşam tarzının kıra göre farklılığı kitle iletişim araçlarının yaygın kullanımı gibi etkenler birey-grup-toplum arası ilişkilerde sürekli yeni davranış formlarını ortaya çıkarmakta. Kentsel alanlarda aile ve akrabalık gibi birincil grupların küçüldüğü önem ve bağlayıcılıklarının zayıfladığı buna karşın ikincil grupların etkilerinin daha güçlü olduğu görülmektedir. İnsanın her ihtiyacını tek başına karşılamasının mümkün olmaması nedeniyle bulunduğu ortamda diğer insanlarla mutlak surette iletişime geçmek işbirliği ve dayanışma oluşturmak zorunluluğu bulunmakta. Bu ilişkilerde güven en önemli belirleyici bir faktördür. Kişilerarası güven ortak normlar ve toplumda cari ilişki ağlarına katılmak içinde yaşanılan toplumun sosyal sermaye stokunu oluşturmaktadır. Sosyal sermaye stoku bir toplumun sosyal kaynaşmasını her yönüyle gelişmesini ve müreffeh bir yaşam sürmesinin sağlayan bir değişken olarak değerlendirilmektedir.