Çokuluslu şirketlerin sahneye çıkışı dünya ekonomik tarihini geri dönülmez biçimde değiştirmiştir. 18. yüzyıldan itibaren görülmeye başlayan bu şirketlerin dünya ekonomisinin itici gücü haline gelmeleri 21. yüzyılın başlangıcında küreselleşme olgusunun benzeri görülmemiş bir ivme kazanmasına yol açmıştır. Teknolojik ilerleme ve çokuluslu şirketlerin yayılmacı eğilimleri göz önüne alındığında küreselleşmenin -yakın- gelecekte de dünya gündeminde olmayı sürdüreceği görülmektedir.
Bilginin kıt bir kaynak olmadığı günümüzde kapsamlı ve birleştirici bir çalışma yapmanın gereği ve önemi akademik etkinliğin doğası düşünüldüğünde daha iyi anlaşılacaktır. Akademik çalışmanın ve akademik araştırmacı kavramının giderek belli bir alanda derinlemesine bilgi ve uzmanlaşmaya doğru evrilmesi hem yapıtaşı niteliğinde çalışmalarla bilginin ilerlemesini hem de tüm bilginin analitik bir yaklaşımla irdelenmesini zorunlu kılmaktadır.
Küreselleşme olgusunu çokuluslu şirketler üzerinde inceleyen bu eser söz konusu gereklerden yola çıkmakta ve yazına özgün bir katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.