Bu günkü teknolojik imkânların elde bulunmadığı dönemlerde bilgiye ulaşmanın zorluğu bilinse de asıl kaynağın kullanımının gerekliliği yadsınamaz bir gerçektir. Kültüre ait varlığın ele alınışı ve onun aktarılış biçimi bu günle kıyaslanamaz derecede yavaş ama kalıcılığı açısından bir o kadar kuvvetli olduğu bir realite olarak karşımızda durmaktadır. Bu ifadeler eskiyi övmenin karşısında yeni olana cephe almak mukabilinden klasik ifadeler olarak değerlendirilmemeli yıkıma uğrayan millî ve manevi değerlerimizin korunması karşısında bir çabanın kırıntıları olarak ele alınmalıdır. Toplumu bir arada tutan dinamikler arasında din kültür sanat vb. kavramlar önemli yer tutmaktadır. Bu kavramların kuşaktan kuşağa aktarılmasında sözlü ve yazılı kültür ürünlerinin katkısı göz ardı edilemeyecek bir gerçektir.
Elinizdeki kitap köy kahvehanelerinde okunan yazma eserlerin kültür aktarımında ne denli kıymetli olduğunu ve bu eserlerin önemli birer örnek olduğunu vurgulamak adına bir örnektir. Hz. Peygamber'in hayatı sahabenin yaşadıkları ve tarihî hikâyeler gibi anlatılar zaman içinde sevgiyle okunmuş ve nesiller boyunca aktarılmıştır. Özellikle Hz. Ali'nin öznesi olduğu cenknâmeler kaleme alındığı asırdan günümüze kadar ulaşan eserlerin başında gelmektedir. Hz. Ali'nin kişiliği cesareti ve edebî eserlere ilham vermesi cenknâme okuyucularını derinden etkilemiştir. Sıradan bir hikâyeden daha fazlasını sunan Hz. Ali cenknâmeleri toplumu yozlaşmaktan benliğini kaybetmekten ve değerlerinden uzaklaşmaktan koruma amacı taşımaktadır.