Bir milletin geleceğinden emin olabilmesi ilmı ve fikrı yönden gelişmesi geçmişteki kültür mirasını ve tarihini çok iyi bilmesi ve benimsemesine bağlıdır. Bu kültür mirasının temel taşlarından biri de ecdadından devraldığı camiler külliyelerhanlar hamamlar tüm tarihı yapılardır. Bu tarihı miras aynı zamanda o milletin tapusu mahiyetindedir. Cumhuriyet Dönemiyle birlikte özellikle bu dönemde millet olarak ecdadımızdan devraldığımız bu tarihı mirasa hakkıyla sahip çıkabildiğimiz ve onu günümüze hakkıyla taşıyabildiğimiz maalesef pek söylenemez.
XVI. yüzyılTürkİslam mimarlık sanatının en muhteşem eserlerinin ortaya konulduğu ve bu sanatın en zirvede müesseseleşmiş olduğu bir çağdır. Yüzlerce yıllık sanat ve mimarlık birikimi bu asırda Osmanlı mimarlarının elinde 'klasik' bir ifadeye kavuşmuştur. O dönemin mimarları ve sanatçıları artık taklit eden değilsüzülmüş ve billurlaşmış birikimlerini en mükemmele ulaştıran bir kimliğe kavuşmuşlardır.Mimar Koca Sinan'ınduayen olduğu ve Türk mimarlık sanatının zirve döneminin yaşandığı bu 'klasik çağ' daha çok incelenmeye ve araştırılmaya muhtaçtır. Zira bu zirve asırlar pek çok yönüyle hala boşlukların ve bilinmeyenleri olduğu bir dönemdir. Bu sebeple dönemin başmimarı Sinan'ın bir eseri olan "KarapınarSultan Selim Camii ve Külliyesi" adlı çalışmamızın bu derin boşluğun bir kısmını bir nebze de olsa dolduracağını ümit ediyoruz.