Denizde hukuki düzen arayışı ilk deniz araçlarının su yüzünde belirmesinden itibaren elzem hâle gelmiştir. Öyle ki denizlerin sınır tanımayan yapısı nerede bir düzen doğmuşsa hızla bunu diğer denizlere taşımıştır. Bu pencereden bakıldığında uluslararası hukukun temellerinin denizde atılmış olması hiç de şaşırtıcı görünmez.
Osmanlı Devleti'nin XIX. yüzyılda deniz ticaret hukuku alanında Batı yönelimli bir dönüşüm göze çarpar. Bu dönüşüm çok üstünkörü bakıldığında görüldüğü gibi bir anda ortaya çıkıveren salt şekilci ve taklitçi bir dönüşüm müdür? Osmanlı Batılılaşma serüveni bir tür devlet eliti tarafından hazırlanmış ve Düvel-i Muazzama'nın sömürgeci hedeflerinin hizmetine sunulmuş suni bir kurgu muydu? Yoksa Osmanlı'da toplumdan gelen bir talep de söz konusu muydu?
M. Emre Kılıçaslan tarafından kaleme alınan Osmanlı Deniz Hukukunun Modernleşmesi adlı eser bir yandan XIX. yüzyılda ortaya çıkan bir Osmanlı deniz ticaret mahkemesinin hikâyesini aktarırken diğer yandan da bu sorulara cevap aramaktadır. Bu yönüyle sadece bir deniz hukuku tarihi araştırması hüviyetinden sıyrılıp Osmanlı Batılılaşma tecrübesinin temel sorunları üzerine öneriler getirerek yeni tartışma alanları açma iddiası taşımaktadır.