Kimin Adaleti? Hangi Rasyonellik? sosyolojinin yüzyıllık ahlak felsefesinin ise üç yüzyıllık çabalarına rağmen hâlâ liberal ve bireyci bir bakış açısının tutarlı ve rasyonel olarak savunulabilecek bir ifadesinden yoksun olduğumuzu ortaya koyan tespitten yola çıkıyor. MacIntyre bu çalışmasında neyin şu şekilde değil de bu şekilde hareket etmeyi rasyonel ve adil bir şeye dönüştüreceğini anlayıp serimlemeye çalışıyor.
Alasdair MacIntyre farklı çağlardan fikirlerin ve düşüncelerin adalete topluma rasyonelliğe ve ahlaka bakış açımızı nasıl şekillendirdiğini incelikli bir şekilde analiz ederken adalet ve rasyonellik kavramlarını tanımlamak için düşünce geleneklerinin gelişimlerinin bağlamlarının öğretilerinin tarih ve gelişim süreçlerini de ayrı ayrı ele alıyor. Okurları Homeros'un şiirlerinden modernizm ve post-modernizme taşıyan bu ayrıntılı çalışma boyunca tartışılan gelenekler arasında MacIntyre'nin bizzat temsil ettiği Platonik-Aristotelesçi-Augustinusçu-Thomasçı İskoç Kalvinist-Augustinusçu Humecu ve nihayet liberal gelenekler sayılabilir.
Kimin Adaleti? Hangi Rasyonellik? boyunca MacIntyre günümüzde sorgulama uygulama ve kamusal söylem geleneklerinin altında yatan inançları ifade etmekte neden zorlandığımızı anlamamıza yardımcı oluyor. Bahsi geçen fikirlerin bu denli entelektüel bir hakimiyet kazanmasının nedenini ve nasılını sorgularken bir yandan da başkalarının kendi pozisyonlarını belirleyebilme hakkını inkâr eden yaklaşımların ifşa edilebilmesi için okurları etkin bir şekilde donatıyor.