Hayata Manifesto öne çıkan izlekler açısından düşünüldüğünde Çarboğa'nın mevziyi terk etmediğini fark edebiliyoruz. Murathan Çarboğa Hayata Manifesto'da kişisel duyarlılıklarına dair tüm örtüleri ortadan kaldırıyor. Cesareti şair olmanın gereksinimi olarak iyi metinlere ulaşan yolların görünür kısımlarına yerleştiren şair halkına aldanmanın bilgeliğinden seslenir. Çünkü Çarboğa Hayata Manifesto'da çoğunlukla itirazın sesini yükseltme girişimini isyanın renginin olamayacağı düşüncesiyle desteklemektedir. Kişisel duyarlılıkları evrensel bir boyuta taşımayı edebiyatın işlevi olarak karşımıza çıkaran şair yaşadığı yüzyılın tarihsel bağlamıyla kurduğu ilişkiyi halkın gündemine işlemeye devam ediyor. Şairin özen gösterdiği konular hakkında konuşurken belki şunu da düşünmek durumunda olabiliriz: Murathan Çarboğa "yaşamak yıkımın şerrinden arınmaktır şair" derken aslında modern yaşamın yaşamaya engel bir içerikle yüklendiğini bir defa daha hatırlatmak istemiş olabilir mi?