Yeşil örtüyü yavaş yavaş açmaya başladığında gördükleri onu dehşete düşürdü. Gri sis bulutları içinde kömür katılığında kurumuş siyah bir ceset soğuk metal masaya yapışmış gibiydi. Yanmış deriler erimiş dokular sönmüş gözler korkutucuydu..."
Son Labirent İstanbul; bazen kendinizle bazen olağanüstü olaylarla bazen mistik ve sırlı sonlarla bazen de gerçeğin soğuk nefesiyle karşılaşacağınız kendi zihninizdeki çıkmazları ve hayat denen sırlarla dolu labirenti cesurca kurcalayan Ebubekir Emre Men'in ilk öykü kitabı.
"Herkes kendi labirentinde yaşar" mottosu ile kendi içine bakan fakat aynı zamanda olağanüstü döngünün bütün ihtişamı ile doldurduğu İstanbul'dan kaçma düşüncesinden kurtulamayan karakterleri sırlı labirentte gezinmekte ve o son çıkış kapısını aramaktadır adeta.
Kim bilir; belki de İstanbul labirentindeki o son çıkış kapısını
siz bulursunuz...