Hz. Peygamber'in vefatıyla birlikte risâlet vazifesi tamamlanıp sona ermiş olsa da siyasi alanda bir boşluk oluşmuş ve sahabe İslâm toplumunun geleceğini korumak adına siyasi bir liderliğe ihtiyaç duymuştur. Bu ihtiyacın bir sonucu olarak ortaya çıkan ve kurumsal olarak Hz. Ebû Bekir'in (öl. 13/634) seçilmesiyle başlayan hilâfet tarihi süreç içerisinde farklı merhalelerden geçmekle birlikte resmen ilga edildiği 3 Mart 1924 tarihine kadar asırlar boyunca İslâm âleminin gücünü temsil eden Müslümanların birliğini sağlayan ve onları belli amaçlar etrafında bir araya toplayan yegâne müessese olma özelliğini korumuştur. Bu sebeple hilâfetin kaldırılmasıyla birlikte onun etrafında birçok tartışma ortaya çıkmış ve bu konuda büyük bir edebiyat oluşmuştur. Çalışmamızda da yazdıklarıyla ve fikirleriyle hilâfet tartışmalarında önemli yer tutan Türk hukukçu Muhammed Seyyid Bey Mısırlı hukukçu Abdurrâzık Ahmed Senhûrî ve Pakistanlı âlim Ebü'l A'lâ Mevdûdî'nin hilâfet hakkındaki görüşleri incelenmiş ve İslâm hukuku açısından değerlendirilmiştir.