Saddam Hüseyin düzeninin zulmünden Amerika ve yandaşlarının askeri işgaline savrulan Irak. Dağıtılan ordunun işsiz kalmış askerlerinin önce eşkıyaya sonra da İslamcı silahlı çetelere dönüştüğü bir vatan. Vatanın bağrı Bağdat'ın orta yeri Mreydi Çarşısı.
Fırınından kasabına; kitapçısından kuyumcusuna; her türlü ilacın satıcısından her türden devlet belgesini imam fetvasını satana; sünnetçisinden taklit tablo ya da tarihi eser satıcısına; bit pazarından lüks telefoncusuna kakuleli çaylar eşliğinde dükkân dükkân alışverişin vatanı bu çarşı da diğer tüm çarşılar gibi toplumun bir özeti.
Tıpkı Irak gibi doğuştan kötürüm Mreydi de tespih satarken hem bu özeti okur hem de özetin bir parçası olur. Yıllar sonra ülkesine dönen bir komünistin Mreydi ile başlayan dostluğu onu yaman bir hesaplaşmanın içine çekecek olan çarşıdaki saklı "Hakikat Bodrumu"nu bulmasını sağlar. Hakikata çoğu kere olduğu gibi bir kitapçıdan kütüphaneden ulaşılacaktır. Ancak hakikatin de ilaç ya da zehir olması bir doz meselesidir.
Gılgamış Destanı'nın ülkesinde tiyatrolar artık ölüleri yıkanmak içindir kesilen hurma ağaçları baruta bulanmış çöl kumu kadar ihanetin simgesidir kültürel susuzluk çeken bu ülkede tiyatro Kerbela yürüyüşünde yaşamaktadır. Ve bir kadın "burkasının önüne örülü küçük kafesin arkasından çılgın gözlerle ona bakar ve kimse ne güzelliğinin ne de çirkinliğinin ne mutluluğunun ne de aşağılayıcılığının miktarını bilir."