'Deli saçması' dedik geçtik çoğumuz söylediklerine. Oysa bilirdi eskiler dünyada saçma diye bir şey yoktu her şeyin anlamlı bir gerçeği ve yerini dolduracağı bir gereği vardı. Eskiler hem şunu da bilirlerdi; delilik dediğimiz şey aklın zembereğinden boşalması ve tedbiri elden bırakmasıydı. Fikir biz akıllıların zihnine nereden geliyorsa; delilerinkine de oradan geliyordu ama hesapsız olarak şarttan ve kayıttan azade olarak... Taşmış aklın tezahürlerini taşımak zaten sermest yaşayanlar için hayatın tabii haliydi. Ve fakat aklın kayıt ve şartı altındakiler için elbette kavranması zor hatta imkânsızdı. Yine de merak ettik hep delinin zorunun ne olduğunu hep sınırları aşan bir muhakemenin ya da belki muhakemesizliğin insanı anlam uzayının bilmediğimiz derinliklerinde nerelere kadar götürebildiğini götürebileceğini.
'Delinin Biri' bir hikmetli söz söylediğinde ya da kabul ettiğimiz bir gerçeği kolayca tersyüz edebildiğinde ağzından çıkanlara kulak kesilmemiz bundan. Çünkü bizim akılla dallarına erişemeyeceğimiz yükseklikteki bir ağaçtan delice bir uzanışla anlam meyveleri devşiriyor o. Bunda da akıl sahipleri için bir ibret olsa gerek!
Gökhan Özcan