Genel olarak sosyoloji disiplininde yapılan çalışmalar özgün bir perspektif gerektirirken aynı zamanda düşünümselliğin de önemli rol oynadığı söylenebilir. Araştırmacı konuyu ele alırken kendi yaşamsal deneyimden faydalanmakta bunu araştırma nesnesi haline getirmektedir. Çalışmalarda rasyonel yaklaşımın yanında sezgiler ve duygular da kendine yer bulmaktadır. Burada yardımcı olan nokta metodolojinin katkısıdır. Yorumlayıcı ve anlamacı yaklaşımla Weber'e sosyologlar olarak çok şey borçluyuz. Bu yolla gündelik hayatımızın sosyal gerçekliğini irdelerken rutinimizin ve eylemlerimizin arka planında yatan nedenlerini saptamaktayız. Gündelik etkileşimlerimiz yine bu yolla açıklanmaktadır. Ayrıca insanlarla kurduğumuz yüz yüze etkileşimler paylaştığımız mekânlar ve mekânın imgesel özelliklerinin yanı sıra tarihsel önemini kavrayabiliriz. Aynı zamanda mekânın hem içerik hem işlevsel hem de biçimsel olarak yaşadığı dönüşümü de görmek mümkündür.
Mekânın zamanla uğradığı dönüşümü belirleyen faktörleri yerel ulusal ve küresel şeklinde açıklayabiliriz. Söz konusu etmenler sonucunda ortay çıkan iç ve dış göç döngüsal ve karmaşık bir ilişki ağını oluşmasına sebep olmaktadır. Gündelik hayat bu yolla sürekli üretilen bir alan olarak oluşmaktadır. Dolayısıyla Siirt'in tarihsel anlamda önemli bir değişimin sembolü olan Helvacılar Çarşısı'nı ele alan bu çalışma farklı sosyo kültürel yapıları incelemiştir.