Birikmiş hep. Aklımın derin kuyularından acı sular gibi çekip çekip yazıyorum şimdi.
O yıllarda her sepetin İstanbullu her çıtalı uçurtmanın her şeytan uçurtmasının başı bu tellerle beladaydı. Kaç tane uçurtmasını tellerde bırakmış okula giderken kaç uçurtmasının her sabah aynı tellerde biraz daha yırtılıp yok oluşunu gizli bir hüzünle izlemişti. Hele bir gün öyle kocaman kırmızı bir uçurtma yapmıştı ki Erkan herkes bayılmıştı. Mahallenin en büyük en güzel uçurtmayı havada salınır görünce amma bozulmuşlardı...Daha o gün takıldı tellere kırmızı uçurtma. Şimdi o uzak yılları düşündükçe içimde ince bir sızıyla hatırlıyorum ki Erkan bir daha uçurtma yapmamıştı hiç.