Kıbrıs Adası'ndan yola çıkmadan önce Helena Tapınağı'nda son kez başrahip Thot'la görüşen Jezebel başrahibin kendisine verdiği kutsal görevi tereddüt etmeden kabul etmiş ve başrahibin kendisini büyük sır için inisiye etmesine izin vermişti. Thot onu olağanüstü güçlerle donatıp güzelliğine güzellik katan estetikleri de o görüşmede gerçekleştirdi.
Jezebel Lübnan'a giden teknenin burnunda denizi seyrederken dalgalanan kahverengi uzun saçları tayfaların aklını başından almaya yetti. Etine dolgun bedeni rüzgarın içinde bir tüy gibi titreyip hafifçe salınıyordu. Tekne Byblon'da kıyıya yanaşırken kaptan Jezebel'in manevi babası ile birlikte yanına geldiğinde onun tam bir deniz kızı olduğunu düşünmüşlerdi. Büyük ela gözleri denizi yansıtıyordu. Göz bebeklerinin etrafı yeşil-mavi bir renk almıştı. Hafif aralık duran ve dalından yeni kopmuş gibi taze kırmızı meyveleri anımsatan dudaklarının arasından görünen dişleri Akdeniz'in köpükleri gibi bembeyazdı.
Jezebel tekneden inerken limandakiler onun müstakbel kraliçeleri olduğunu hemen anlamışlardı. Asaleti Akdeniz bakışlarından üzerlerine yansıyordu...