Bazen dünya çatışma ve anlaşmazlıkların gölgesinde kayboluyormuş gibi görünebilir. Çekişmeler ittifaklar güç oyunları ve daha birçok faktör adeta devasa bir karmaşa yumağına dönüşebilir. İşte tam da bu noktada gerçeklik ve barış arasında zarif bir denge kurmak gerekmektedir. Yazar "Müslüman Realist" kavramı yardımıyla bu dengenin izini süren Türk dış politikasının yirmi yıllık serüvenini anlatıyor.
Kitap insanoğlunun doğuştan gelen çatışmacı içgüdüsünü kabul ederken bu kabule bir de şerh düşüyor. Klasik realizmin sınırlarını aşarak yeni bir perspektif sunuyor.
Yazar akademik ve bürokratik kariyerinin getirdiği tecrübe ile sürdürülebilir barış için mücadele eden Türkiye'nin diplomatik hikâyesini keşfetmemizi sağlıyor. Bu keşif için ise sıkça vurgu yaptığı "müessir güç" kavramını detaylıca tartışıyor.
Uluslararası ilişkilerin çağdaş dinamiklerini anlamamızı sağlayan bu kitap sadece teorik bir çerçeve sunmakla kalmıyor aynı zamanda bu teoriyi Türkiye pratiği ile gözler önüne seriyor.
Deneyim ve analizin akıcı bir üslupta birleştiği bu kitap devletlerin sağduyulu hoşgörülü ve stratejik politikalarıyla dünya barışı için nasıl çalışabileceğini açıkça kanıtlar niteliktedir.
Müslüman Realist bu açıdan okuyucularının karşısına merak uyandıran kapsamlı umut veren ve bilgi dolu bir anlatım olarak çıkıyor.