Hepimiz bir kıssanın potansiyel kahramanlarıyız. En güzel yerden indirildik. Tekrar o yere terfi etmenin mücadelesini veriyoruz. Dışımızda bir hasmımız içimizde bir hasmımız bir savaş meydanındayız. Hayat savaşın süresi dünya meydanı cennet zaferi ve cehennem mağlubiyetidir. Kıssamız ne yapıp edip Müslüman olarak can verme mücadelesini konu ediniyor. Zor soru şudur: Kıssamızın kahramanı mı olacağız yoksa kurbanı mı? Hayatımız bir kıssaya benziyor. Küçücük bir kıssa… Büyük insanlık kıssasına bir zeyl… Ortada dolaşan kıssalar menkıbeler ve hikâyelerle kendi kıssamızın irtibatını kurmak zorundayız. Niçin? Çünkü bunlar kendi kıssamızda rolümüzü nasıl oynayacağımızı gösteren yardımcı metinlerdir. O metinler nesilden nesile aktarılan ders notları gibi bizden önceki oyunculardan tevarüs etmiştir. Miras insanlık mirası devşirilen hisseler günümüz oyuncularının nasibidir. Nasibimizi almalı ve kendi kıssamızın kahramanı olmalıyız. Aksi takdirde düşmanın kıssasının kurbanı olmak tehlikesi ile karşı karşıyayız. Kıssa Sohbetler’de yer alan kıssa menkıbe ve dini hikâyeler kim bilir nice talipliye hidayet kapıları açmış nice bahtsızın elinden tutmuş nice günahkâra umut kapısı olmuş ve nice saliki menzil-i maksuduna eriştirmiştir. Allah’ın sevdiği kullarının kalbini sabitleştirdiği bu askerlerinin kıymetli okuyucularımızın da hayatlarında güzelliklere vesile olmasını temenni ediyoruz.