Ödediğimiz vergilerin miktarı; sunulan kentsel ulaşım eğitim veya sağlık hizmetlerinin kalitesi; tarım sanayi veya bilişim sektörlerine ayrılan devlet teşviklerinin dağılımı ve düzeyi; ülkeden göç eden ve etmeyi düşünen bireylerin sayısı... Bir ülkede yaşayan çok sayıda yurttaşı ilgilendiren ve etkileyen bu ve daha bunun gibi birçok konu doğrudan kamu politikalarının birer sonucudur. Kamu politikaları her ne kadar devlete atfedilen "kamu yararı" misyonundan dolayı "sorun çözücü" bir işlev temelinde tanımlansalar da çoğu durumda kamusal sorunların bizatihi kaynağı veya sürdürücüsü rolünü de üstlenebilir. Kamu politikalarına dair sözü edilen bu olumlu veya olumsuz roller kamu politikalarının oluştuğu süreçte şekillenir. Çünkü en basit ifadeyle belli bir alandaki bir kamu politikası siyasi ya da siyaset dışı aktörler arasındaki mücadelelerin somut bir çıktısıdır. Bu nedenle kimi çıkarları gerçekleştirirken ve bu anlamda/ölçekte sorunları çözerken diğer çıkarları görmezden gelebilir ve bu yönüyle de mevcut sorunların sürmesini yahut yeni sorunların ortaya çıkmasını beraberinde getirir. Kısaca ifade etmek gerekirse kamu politikası aynı anda hem olumlu hem de olumsuz sonuçlar doğurur. Elinizdeki kitap kamu politikalarına salt "sorun çözücü" bir işlev atfeden dolayısıyla madalyonun diğer tarafını görmezden gelen ana akım "kamu politikası analizi" yaklaşımlarını eleştirel bir çözümlemeye tâbi tutmayı ve kamu politikasına içkin "sınıfsal" ve "yapısal" bileşenlerin de hesaba katılması gerektiği görüşünü dile getirmeyi amaçlamaktadır.