Yeryüzeyinin bilgisi bize ilk bakışta insanın dünyayı algılama çabasının sonucu gibi görünür. Ancak oluşturulan bu yeryüzü bilgisi üzerindekilerin ve altındakilerin varlıklarının saptanabilmesiyle anlamlı hale gelir.
Akademisyenlerin bu varlıklara ilgisi soyut bir ilgi gibi görünse de bu çabanın harekete geçirilişi egemenlik ilişkileri içinde anlaşılabilir. Coğrafya bir coğrafyacı açısından bilgi için bilgi gibi görünse de gerçekte dünya kaynaklarına egemen olmanın aracıdır. Eski tip haraçcı imparatorluklardan modern sömürgeciliğe çok uluslu şirketlerin doğal kaynakların ve emek gücünün envanterini çıkartmasından tekil devletlerin turizm potansiyelini hesaplamaya kadar tüm siyasi ve iktisadi ilgiler coğrafyasız yapamaz.